Scroll to top

“Tanıştıralım! Burası “sevgili yeşil yer”, bu arkadaşlar da Evliya Çelebi’den el almış, sandal turizmin sefakâr yolcuları. 

İskoçya’nın ana kraliçesi, en büyük şehri ve adıyla müsemma ‘sevgili yeşil yer’ unvanının sahibi, Glasgow’a “merhaba” deyin arkadaşlar!” 

YEŞİLİM, YEŞİLSİN, YEŞİL…

Birleşik Krallık’taki en büyük üçüncü kent olan Glasgow; Clyde Nehri üzerine kurulmuş, gemi inşaatı ve mühendisliği ile meşhur, çok seçenekli dil okulları, araştırma alanında nam salmış üniversiteleri, cana yakın insanları, 90’dan fazla keşfedilecek park ve bahçeleriyle ünlü bir şehir.

Glasgow’da yeşillere bakmaktan, göz renginiz yeşile dönebilir bizden söylemesi.

GLASGOW ÜNİVERSİTESİ (UNIVERSITY OF GLASGOW) 

1451 yılında kurulan, Birleşik Krallık’taki en eski ve prestijli araştırma üniversitelerinden biri sayılan Glasgow Üniversitesi; deyim yerindeyse, yemyeşil mimarisiyle yeşilin beşiğinde büyütüyor öğrencilerini.

İngiltere’nin en köklü yükseköğrenim kurumu University of Glasgow; aynı zamanda dünyanın en iyi 100 üniversitesi arasında da yer alıyor.

Tamamıyla uluslararası bir kuruluş olan, Rumi’nin deyişiyle “gel ne olursan ol yine gel” dercesine, 140’ın üzerinde ülkeden öğrenciye kapılarını aralayan Glasgow Üniversitesi; 600’ün üzerinde lisans programıyla öğrencilerine hizmet veriyor. “İstikbal göklerdedir” deyip mezuniyet kepinizi fırlattıktan sonra ise, 12 ay içinde %95.9’unuza istihdam sağlıyor. Diğer yüzdelik kesimde İskoçyalı bir koca bulup evleniyor filan galiba.😊 Şaka bi’ yana Glasgow Üniversitesi’nin öncelikli misyonu, toplum için olumlu değişimlere imza atacak bağımsız, yetenekli ve değerli mezunlar yetiştirmek.

Azıcık da magazin yapacak olursak, 1933 yılında ‘görecelilik teorisi’ üzerine ders vermesi için Albert Einstein abimizi buraya davet etmişler. Tabi ‘kime göre neye göre’. 😊

#glasgowofuniversity #glasgowüniversitesi

3’Ü BİR ARADA! 

KELVİNGROVE SANAT GALERİSİ VE MÜZESİ (KELVİNGROVE ART GALLERY AND MUSEUM)

Kelvingrove Parkı’nın bitişiğinde, Glasgow Üniversitesi’nin ise yakınında yer alan Kelvingrove Müzesi; tarih, sanat ve doğa üçgeni olarak karşımıza çıkıyor. 2000’li yılların başında tadilata giren ve 3 yıl süren tadilatın arkasından, alnının akıyla çıkan müze; geçirdiği inziva döneminin hakkını, mimari olarak fazlasıyla veriyor.

Müze; dünyadaki en iyi silah ve zırh koleksiyonlarından, Vincent Van Gogh gibi ünlü ressamların tablolarına, Antik Yunan ve Mısır dönemlerine ait mumyalara ve geniş bir doğal tarih koleksiyonuna sahip.

Şehir merkezine on dakika uzaklıkta olan müzeye otobüs ya da metro ile kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Girişlerin ücretsiz olması da ayrı bir güzellik. Buraya kadar gelmişken üçgenin diğer kenarları olan Kelvingrove Park ve Glasgow Üniversitesi’ne de mutlaka uğrayın deriz. Hele ki zaman zaman üniversitede yapılan düğün vb. etkinliklere de denk gelirseniz aliyyülalâ. Kültürel anlamda bu tarz farklılıkları görmek size her zaman bonus olarak geri dönecektir.

#kelvingrovesanatgalerisi #kelvingroveartgallery

NASA’YA Bİ’ ALKIŞ! 

THE SSE HYDRO

Glasgow’u en belirgin kılan özelliklerinden biri de şüphesiz müziğe çok düşkün olmaları. Yağmur sonrası rengarenk ışıkların iz düşümü, şehrin tüm atmosferini saran gayda sesleri ve yer yer saksafon üfleyen sokak sanatçılarıyla müzik ruhunuzun gıdası oluveriyor burada gerçekten.

İşte burası da bunun en güzel ispatı. Karşınızda İskoçya’nın en müziksever şehri Glasgow’a yaraşır 12 bin kişilik dev konser salonu; The SSE Hydro. 2013 yılında Rod Stewart’ın konseri ile açılan ve dış panellerini Nasa’nın tasarladığı bu bina, yüzlerce insanı müzik çatısı altında toplaması güzelliğinin yanı sıra, güneş ışınlarının enerjiye dönüştürülüp kullanılabilecek şekilde tasarlanmış olması. Nasa’ya bi’ alkış…

#thessehydroglasgow

YILDIZLARIN ALTINDA…

GLASGOW BİLİM MERKEZİ (GLASGOW SCIENCE CENTER)

İskoçya’nın Clyde Nehri’nin güney kıyısındaki Clyde Waterfront Regeneration bölgesinde bulunan, 2001 yılında Kraliçe 2. Elizabeth tarafından açılan İngiltere’nin en çok ziyaretçi çeken yeri Glasgow Bilim Merkezi; salyangoza benzeyen mimarisi ve interaktif sergileriyle dikkatleri üzerine topluyor. Glasgow’da girişi ücretli nadir yerlerden olan, toplamda 3 kattan oluşan Glasgow Science Center; Platenaryum, Bilim Şov Tiyatrosu ve IMAX sinema gibi pek çok farklı etkinliğin yapıldığı birimleri de bünyesinde barındırıyor. Hafta sonları özellikle çocuklu ailelerin akın ettiği merkez, bayağı kalabalık oluyor. Eğer yalnız gezmeyi planlıyorsanız, hafta içi gitmeniz sessiz ve sakin gezme açısından daha verimli olabilir. Ayrıca kulağınızda ‘benim gönlüm sarhoştur yıldızların altında’ şarkısı ile Platenaryum’u da deneyimlemenizi mutlaka tavsiye ederiz. Zira yıldızlar, başınızı kaldırdığınız anda size hemen göz kırpıyor olacak…

#glasgowbilimmerkezi #glasgowsciencecenter

GEMİLERDE TALİM VAR! 

RİVERSİDE MÜZESİ (THE RIVERSIDE MUSEUM)

2013 yılında “Avrupa Yılın Müzesi Ödülünü” alan, Glasgow Limanı’nda bulunan Riverside Müzesi; trenden, otomobile, bisikletten gemiye ulaşıma dair ne varsa bulabileceğiniz bir yer. Gemi inşaatı ve gemi mühendisliğinde master yapmış olan Glasgow’a yaraşır bir müze. Gemilerde talim var bahriyeli yârim var, hani benim Recebim şarkısı buralardan türemiş deyolar. 😊

Glasgow Riverside Müzesi; ulaşımın kalbi burada atıyor dercesine, kalp ritim çizgilerini anımsatan muhteşem mimarisiyle, kentin tarihler boyu kullandığı tüm ulaşım koleksiyonunu işte burada, bu müzede barındırıyor. Mühendis adayları arkadaşların ve çocukların çok seveceği bir müze gezisi olacağından şüphemiz yok. Bu arada müze 2015’te aldığı 1,131,814  ziyaretçi nedeniyle İskoçya’nın en popüler 5. yeri olarak da biliniyor.

#glasgowriversidemuseum #glasgowdenizmüzesi #iskoçyanınenpopüleryeri

GLASGOW’DA DİL EĞİTİMİ

İskoçya’nın en büyük ve en dost canlısı şehri olan Glasgow’da dil eğitimi almak gerçekten çok keyifli. Çünkü insanları gerçekten çok cana yakın ve yardımsever. Anadolu insanından hallice, sıcak kanlı ‘Glaswegianlar’ size her konuda yardımcı olmak için ellerinden geleni yapacaklardır.

Çok fazla dil okulu seçeneği olan Glasgow’da bizde gözümüze kestirdiğimiz, Glasgow School Of English’ten bahsedelim isteriz.

1997’de kurulan, üniversite ve IELTS gibi sınavlara hazırlıkta oldukça başarılı sonuçlar elde eden okul; gelişmiş teknoloji ve öğretim olanaklarına sahip. Merkezi lokasyonu, modern ve konforlu sınıflarıyla Glasgow School of English, Study A Course’un tavsiye edeceği dil okulları arasında yer alıyor.

#studyacourse #glasgowdilokulları

GÖNLÜNDE YER YOKSA GÜZELİM, AYAKTA DA GİDERİM!  

(GLASGOW’A ULAŞIM)

Türkiye’den Glasgow’a doğrudan uçak seferleri bulunuyor ve yolculuk yaklaşık 5 saat 20 dakika kadar sürüyor. Şehirde iki tane havalimanı bulunuyor. Biri Glasgow Uluslararası Havalimanı diğeri ise Prestwick Havaalanı. İskoçya’nın diğer kentlerinden Glasgow’a gelmek içinse en mantıklı yol trenle gelmek. Bu şekilde Edinburgh’tan Glasgow’a yaklaşık 50 dakikada ulaşabilirsiniz.

Glasgow’da şehir içi ulaşım ise genellikle otobüslerle sağlanıyor. Küçük bir de metro ağı var o da şehrin en işlek yerlerinden geçiyor. Burada da, Birleşik Krallık’ın çoğu şehrinde olduğu gibi otobüslerde para üstü verme gibi bir durum söz konusu değil. Binerken tam ücreti kumbaraya benzer bir kutuya atmanız gerekiyor.

BİR DELİ EYLÜL…

(GLASGOW’DA İKLİM)

Clyde Nehri kıyılarının, İrlanda Denizi’ne açılan halici üzerine konumlanan Glasgow; İskoçya’nın diğer şehirlerine göre biraz daha ılıman bir iklime sahiptir. Yalnız öyle hemen heveslenmeyin. Bu kadar yeşilin suyu nereden geliyor sanıyorsunuz? Tabi ki Glasgow’da Birleşik Krallık’ın diğer şehirleri kadar yağış alan bir şehir. Yani yağışlı ama daha ılıman.

Seyahat etmek için gelecekseniz Temmuz-Ağustos aylarında hava daha açık ve güneşli oluyor, kesinlikle tavsiye ederiz. Lakin öğrenciyseniz ve yılı burada geçirecekseniz, pek umut dolu şeyler söylememiz mümkün değil. Ağır melankolik ve gri bir şehir sizi bekliyor. Yağmurluk, çamurluk ne varsa toplayın gelin 😊

AYRILMAK O KADAR KOLAY MI SANDIN! 

“Evet arkadaşlar; sıcacık insanlarıyla gönlümüzde taht kuran, gri ve yeşilin melankoliye hayran bırakan edası ve gayda sesleri eşliğinde Glasgow’a veda ediyoruz.  Arkaya bi’ mendil uzatalım.

İstikamet Belfast…”

Related posts

Yorum yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir