Scroll to top

VER COŞKUYU YAVRUM, EDINBURGH’A GELDİK! 

“Aman gençler eteklere dikkat, inip binerken ayağınıza dolanmasın, seyahat sigortası bunu karşılamıyor.” 😊

İSKOÇYA’NIN BAĞRINDA PARLAYAN BİR YILDIZ; EDINBURGH

Yağmurdan başını alamamış griye teslim olmuş gökyüzüne inat, yemyeşil doğasıyla gönlümüzü alan, UNESCO Dünya Mirasları Listesine layık görülmüş Edinburgh; Karadeniz’i anımsatan yemyeşil doğası, tulumu andıran gayda sesleri ve etekli abileriyle karşılıyor bizleri.

İskoçya’nın doğusunda, kuzey denizine yakın bir konumda bulunan ve 1437 yılından bu yana İskoçya’nın başkenti olan Edinburgh; Glasgow’dan sonra ülkenin ikinci büyük şehri olarak da biliniyor.

Golf sporunun doğduğu, Graham Bell’in telefonu icat edip tanrı misafiri geleneğine son verdiği, Darwin’in tavuk mu yumurtadan yoksa yumurta mı tavuktan diye araştırmalar yaptığı, yer işte tam olarak burası. 😊

https://www.youtube.com/watch?v=dh9lGpkAqCY

#dünyamirasıedinburgh

EDINBURGH ÜNİVERSİTESİ (EDINBURGH UNIVERSITY) 

4 büyük üniversiteye sahip, eğitim geçmişi oldukça kabarık olan Edinburgh; yukarıda da bahsettiğimiz gibi pek çok mucidin ev sahibi, eğitim ve araştırmanın bir gelenek olduğunun tezahürü adeta.

1583 yılında kurulan ve dünyanın en saygıdeğer üniversitelerinden biri olan Edinburgh Üniversitesi; 2010 yılında uluslararası üniversiteler arasında dünyanın en iyi 9. üniversitesi seçilmiş, aynı zamanda öğrenciler açısından yaşam kolaylığı vaat eden standartlara sahip bir okul.

Edinburgh Üniversitesi dışarıdan gelen öğrencilerine ilk sene konaklamayı ve günlük öğünlerini garantiliyor. Şehir merkezine 2 km. yakınlıkta olan Pollock Halls’da, 25 farklı lokasyonda yer alan, 1.900 odalı bir konaklama tesisi bulunuyor. (Pollock Halls of Residence The University of Edinburgh) Tesiste suit, standart ve paylaşımlı oda olmak üzere; 3 ayrı konaklama şekli de mevcut.  Bundan iyisi Şam’da kayısı. 😊

Tıp ve bilimde akademik olarak güçlü bir itibara sahip olan, anestezi ve penisilin gibi birçok buluşa imza atan Edinburgh Üniversitesi; günümüzde ise yapay zeka, nörobilim ve bilişsel bilimler gibi alanlarda da ilklere imza atıyor.

Araştırmacı ruhunuz sizi dürtüyor ve ‘kabuğuma sığamıyorum benim bi’ aşı falan bulmam lazım’ diyorsanız buyrun gelin. 😊

#edinburghüniversitesi #edinburghtaeğitim

HERKESİN ETEĞİNE KİMSE KARIŞAMAZ! 

1500 yıl önceleri ava giderken soğuktan korunmak için uzun abalar giyen İskoçyalı erkekler bakmışlar ki, abalar ayaklarına dolanıyor çamur oluyor ve hareketleri kısıtlanıyor liseli kızlar gibi biraz biraz yukarı çekmeye başlamışlar abalarını. Gel zaman git zaman boyunu en rahat hareket edebilecekleri boyuta getirmişler ve etek oluvermiş abalar. 1740’larda Kral 2. George “Heytt erkek adam etek mi giyer uleeyn” diyerek etek giymelerini yasaklamış. Ancak bu rahatlığa alışan İskoç erkekleri isyan çıkarmış “alayına isyan, kralına isyan” diyerek krala karşı gelmişler ve kazanan etekçi abilerimiz olmuş. Günümüzde ise Kilt adı verilen, ekosenin türlü renk ve desenlerinin hakim olduğu bu etekler, İskoç halkı için oldukça önemli bir yere sahip. Özel günlerde, milli günlerde ve hatta damatlar bile burada Kilt giyerek  geleneklerine sahip çıkıyorlar. Ha bu arada, Kilt’e aman diyeyim etek demeyin, çok bozuluyor İskoçlar. 😊

KALENİN DİBİNDE BİR TAŞ OLAYDIM! 

EDINBURGH CASTLE (EDINBURGH KALESİ)

Demir çağından bu yana uzanan tarihi ve görkemli yapısıyla işte karşınızda Edinburgh Castle! Demir çağında oldukça heybetli bir kayanın üstüne oturtulmuş yemyeşil ağaçların arasından tüm şehre selam çakan kale, azıcık şuradan azıcık buradan derken 11.yy’da bugün ki görünümüne kavuşuyor. Tarihte kraliyet ailesinin ve soyluların yaşadığı, doğayla bir bütün haline gelmiş Edinburgh Kalesi; 16.yy’da ise askeri kışla haline geliyor. Ve İskoçlular tarihsel süreçte vermiş oldukları tüm özgürlük savaşlarını hatırlatırcasına, 1861’den bu yana her gün Edinburgh Kalesi’nin en zirvesinden top atıyorlar ve akıllara Mel Gibson’un oynadığı muhteşem film “Cesur Yürek” geliyor. Ne çektin be William Wallace. 😊

#edinburghcastle

MINDFULLNESS TIME 

EDINBURGH PRINCESS STREET (PRENSES CADDESİ)

Kalenin dibinden hemen aşağı iniyor ve güzeller güzeli Edinburgh Princess Street’e ulaşıyoruz. İşte burası tam olarak Edinburgh’un kalbinin attığı yer. Burada tarih dün ve bugün olarak adeta iç içe geçmiş. Bu cadde şehri, Old Town Edinburgh ve New Town olarak ikiye ayırıyor. Sağınızda dünyaca ünlü markaların bulunduğu alışveriş merkezleri, cafeler, restoranlar, eğlence mekanları, solunuzda ise Edinburgh Kalesi ve muhteşem Prenses Park. Caddenin bir tarafında alışveriş yapıp, dilerseniz kahvenizi ve yoga matınızı alıp kendinizi Prenses Park’ın yemyeşil çimleri üzerine bırakabilirsiniz.

#edinburghprincessstreet

BASTIĞIN YERLERİ TOPRAK DİYEREK GEÇME!

EDINBURGH UNDERGROUND CITY (EDINBURGH YERALTI ŞEHİRLERİ)

Edinburgh tarihiyle ve doğasıyla gerçekten baş döndürücü bir şehir. Lakin geldiğiniz de sizi temin ediyoruz ki, Edinburgh’un en çok dikkatinizi çekecek yeri burası olabilir. Hayalet şehirler!

Evet arkadaşlar doğru duydunuz. Edinburgh görünen yüzünün dışında, yerin altında bambaşka bir dünyayı barındırıyor. İşte burada tarihte çok zenginler ve soylular yerin üstünde apartman dairelerinde yaşarlarken, fakirler yer altı şehrinde tek gözlü odalarda ve hücrelerde yaşamlarını sürmüşler. Yerin altında da yine sınıf farkı yakalarını bırakmamış maalesef. Durumu daha iyi olan aileler çift gözlü daha geniş odalarda, durumu olmayanlar ise bir oda içine yaklaşık 30 kişi sığarak yaşamışlar. Tuvalet ihtiyaçlarını ise ortalık yerde biriktirip sonrasında dışarı atmışlar ve bunun neticesinde şehirde büyük bir veba salgını başlamış. Tabi bu salgından şehrin üstünde yaşayan soylular da nasibini almış ve o yıllarda çok fazla sayıda insan veba salgınından yaşamını yitirmiş. Kanalizasyon sistemi geldikten sonra oldukça gelişen ve hızlı bir şekilde yükselişe geçen Edinburgh; tarihte yaşanılan bu fetret dönemini avantaja çevirmiş ve yeraltı şehirlerini hayalet şehri olarak yeniden tasarlamış. Şimdilerde ise bu yer altı şehrine hayalet turları düzenliyorlar. Korku odaları, cadılar ve o dönemin insanlarını temsil eden mumyalar… Toplamda bir saatlik süren hayalet şehri gezileri Edinburgh’a gelince gezilmesi gereken yerlerin başında geliyor.

BURALAR ESKİDEN HEP TARLAYDI! 

ROYAL BOTANIC GARDEN (KRALİYET BOTANİK BAHÇESİ)

Dünyanın en yeşil ülkelerinden biri olan İskoçya; deyim yerindeyse cennetten bir numune gibi. Tarihte yaşanmış kötü anıların intikamını adeta ülkeyi yeşile boğarak almışlar. En güzel örneği ise Edinburgh’ta Royal Botanical Park’ta karşımıza çıkıyor. Afrika’dan, Asya’ya, Latin Amerika’dan, Avrupa’ya dünyanın dört bir yanından gelen bitkiler, bu parkta yetiştiriliyor ve nesli tükenmekte olan doğa mirası bitkiler burada korunuyor. İhtiyaç olduğunda ise ülkeler kendisine ait bitkilerden isteyip tekrar kendi topraklarında bu bitkileri tekrar yeşertiyor. Bu park; muhteşem renk cümbüşü ve baş döndüren çiçek kokularıyla moda ve parfüm tasarımcılarına ilham olabilir.

EDINBURGH’TA DİL EĞİTİMİ 

Yurt dışında dil eğitimi ve üniversiteler açısından önemli bir merkez olan Edinburgh; tarihi zenginliği ve 4 büyük üniversiteye sahip oluşuyla öğrencileri fethediyor. Bütçesel anlamda kıyaslayacak olursak, Londra’dan daha ucuz ve yaşanılası bir şehir olduğu kesin. Edinburgh’ta dil eğitimi konusuna gelmişken Edinburgh’ta dil eğitimi almak isteyen öğrencilerin ortak kaygısı olan ‘İskoç Aksanı’ mevzusuna da değinelim isteriz. İskoç aksanı öyle gözünüzü korkutacak bir şey değil arkadaşlar. Hatta ve hatta dinlemesi en tatlı, taklit etmesi en zevkli olan İngilizce aksanı diyebiliriz. Ay’lar Ey, U’lar Ü gibi telaffuz ediliyor mesela. Ha bir de R’ler var ki aynı bizim gibi bastıra bastıra söylüyorlar. Yani ‘Olurrr Giderrrr Bea.’ 😊

Edinburgh’taki dil okullarından da şöyle kısaca bahsedelim.

IELTS- Cambridge CAE, FCE sınavlarına gönül rahatlığı ile hazırlanabileceğiniz, genel dil kursları ve sınavlara hazırlık kursları gibi hizmetlerinden yararlanabileceğiniz geniş kapsamlı eğitim kapasitesiyle Kaplan International Language School; Edinburgh’ta tavsiye edeceğimiz dil okulları listemizin başında yer alıyor. Queen Street (Prenses Caddesi) ve Edinburgh Kalesi’ne oldukça yakın olan Edinburgh Kaplan Dil Okulu; merkezi lokasyonu ve 75 yılın verdiği köklü dil eğitimi kalitesinin yanı sıra dağ yürüyüşleri, açık hava etkinlikleri gibi sosyal aktiviteleriyle de öğrencilerinin kalbini fethediyor.

Edinburgh’ta dil eğitimi ve Edinburgh’ta dil okulları hakkında daha detaylı bilgi almak için şuraya link bırakıyoruz. Gezelim Görelim.

https://www.youtube.com/watch?v=YITfaXq4iWc

https://www.youtube.com/watch?v=7SmeJDTG2c8

#edinburghdilokulları #edinburghtadileğitimi

EDINBURGH’TA İNECEK VAR! 

İstanbul’dan Edinburgh’a direkt uçuşlar bulunuyor ve uçuş yaklaşık 4 saat kadar sürüyor. Önce bi’ Londra’ya uğrayayım sonra Edinburgh’a geçerim diyorsanız Londra aktarmalı uçuşlar da mevcut. Londra Edinburgh arası uçuş ise yaklaşık 45 dakika kadar sürüyor. Edinburgh havalimanından Edinburgh şehir merkezi ise taksi ile yaklaşık 20-25 dakika kadar uzaklıkta. Küçük ve düzenli bir şehir olan Edinburgh’ta ulaşım gerçekten çok kolay, sefer sayıları çok sık olan otobüslerle rahatlıkla şehrin her yerine ulaşabilir ya da dilerseniz yürüyerek de şehri turlayabilirsiniz. Tabi rahat bir ayakkabı şart özellikle de Arthur Tepesi’ne gidecekseniz.

YAĞMUR TOPRAĞA, BEN SANA VURGUNUM EDIMBIRA! 

Yılın hemen hemen her mevsimi yağış alan Edinburgh; kış aylarında ortalama en yüksek 6, yaz aylarında ise yaklaşık 18-19 dereceleri buluyor. Mayıs ayından itibaren havaların ısınmasıyla beraber şehir turizm cennetine dönüşüyor ve cıvıl cıvıl festivallerin başlamasıyla da ‘İyi ki Edinburgh’ dedirtiyor. Ta ki bardaktan boşanırcasına yağmur ayakkabılarınızın içine dolana kadar. 😊

EDINBURGH DİYE YAZILIR EDIMBIRA DİYE OKUNUR! 

Sandal turizmin kadim yolcuları, altı üstü tarih kokan Edinburgh diye yazılan Edımbıra diye okunan, bu güzelim şehirden ayrılmanın vakti geldi çattı.

“Sandalımız da biraz gıcırdamaya başladı bi’ el atın yağlayalım hemen.”

İstikamet Glasgow…

Related posts

Yorum yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir