Scroll to top

“Arkada hâlâ ücretini göndermeyen arkadaşlar var. Elden ele uzatalım lütfen.”

Evet arkadaşlar,bir sandal gezisi ile çıktığımız Oxford gezisine Brighton ile kaldığımız yerden devam ediyoruz. Yalnız arkada sandal tutan bi’ arkadaş vardı onu şöyle öne doğru alalım. Sonra sıkıntı olmasın.☺


İngiltere’nin güneyinde bulunan ve güneyin başkenti olarak nitelendirilen Brighton; hareketli gece hayatı, rengârenk sokakları, çeşitli festivalleri ile“cıvıl cıvıl” kelimesinin türediği yer olabilir. “Siz İngilizler ne diyordu ona” ☺

Hah hatırladım “sahili olan Londra”. Şehrin genel yapısını böyle ifade etmiş İngilizler.
Londra’ya trenle yaklaşık 1 saat uzaklıkta olan bu şehir, Brighton ve Sussex Üniversitesi gibi iki büyük üniversiteye ve onlarca dil okuluna ev sahipliği yapıyor. Ve her yıl dil eğitimi almak, kariyerine yatırım yapmak isteyen yüzlerce öğrenciyi ağırlıyor.

Öğrenciliğin hakkını vererek, hem eğleneyim hem öğreneyim, İngilizceyi şöyle bülbül gibi şakıyayım diyorsanız doğru yerdesiniz. Tabi ki ne kadar çok gayret, o kadar çok bereket!

Zira burada dilinizi geliştirmeniz için “hiç tanımadığınız bir İngiliz’e usulca sokulup merhaba demeniz” ve hava durumunu sormanız bile yeterli. Konuşmayı çok seven Brighton halkı, size saatlerce hava durumundan bahsedebilecektir. Sonrası mı, tabi ki topuk! ☺

DİL EĞİTİMİ DEMİŞKEN…

Dil eğitiminde Londra’dan sonra en çok tercih edilen ve Türk öğrencinin en çok bulunduğu şehir olan Brighton’da farklı kültürlerden de insanları tanıyabilir dilinizi kolaylıkla geliştirebilirsiniz. Tüm yıl sürecek olan akademik yıl programları ya da birkaç hafta sürecek kısa süreli yaz tatili kamplarını tercih etmek ise tamamen size kalmış.
Aktivite yönünden zengin, okulların düzenlediği pub night, spor aktiviteleri, yoga vb. gibi etkinliklere katılmakta dil öğrenme konusunda sizin için bir avantaj olacak. Yine aynı şekilde aile yanında konaklama tercihiniz, Türk aile yerine İngiliz bir ailenin yanı olursa, hem dil öğrenme konusunda, hem de kültürel anlamda gelişmeniz için fayda sağlayacaktır.

Brighton’da en iyi birkaç dil okulundan bahsedelim bu noktada.

2017 yılında “en iyi zincir okul” ödülüne layık görülen ve 140 ülkeden 40.000 ‘in üzerinde öğrenciyi ağırlayan EC dil okulu da, dil eğitiminde sistematiği ile bilinen kaliteli dil okullarındandır.

İngiltere, Amerika, Kanada, Avusturalya ve daha pek çok ülkede şubesi bulunan LSI dil okulu 1965 yılından bu yana hizmet veren ve özellikle yaz aylarında dil eğitimi almak isteyen öğrencilerin sıklıkla tercih ettiği bir okul.

Türk öğrencinin çok olması bi’ dezavantaj gibi görünse de; St.Gales Dil Okulu Dünya’nın en eski ve köklü dil eğitim kurumlarından biridir. Ve dil eğitimi konusunda oldukça tecrübeli olduğu gönül rahatlığı ile söylenebilir.


Okuldan çıkınca şöyle hemen sahile yürüyeyim diyen arkadaşlar için ise sahile 5dk. yürüme mesafesinde olan, EF Dil Okulu’nu tercih etmesini ve yanına şibidik terlik almasını tavsiye ederiz.☺

Bunlara ve benzeri İngiltere’deki en iyi dil okullarına kayıt ve önbilgi için Study A Course ekibine yazmanız yeterli.

HADİ GEL GEZELİM!

Gündüzü ayrı gecesi ayrı Brighton sahilde; memleketi aratmayan martı sesleri, okyanus esintisine hâkim rüzgârlı iklimi, rıhtımdaki dev eğlence iskelesi, her köşe başı bulabileceğiniz yaklaşık 5 pounda alıp 2- 3 kişi doyabileceğiniz “fish and chips” lezzeti, yemeler, içmeler, küçük lunaparkları ile özleyeceğiniz bir atmosferin temelini atmış olacaksınız. Brighton‘la bütünleşmiş sahilin vazgeçilmez sembolü haline gelmiş, dönmekten başı dönmüş ve miadını doldurmuş dönme dolap, yaklaşık 2 yıl önce maalesef kaldırıldı. Umarız Brighton’un bir klasiği haline gelmiş dönme dolap yenisiyle yerini bulur ve Brighton selfielerimize yeniden misafir olur.

Ha bu arada yüksekleri sevenler dönme dolap gitti diye üzülmesin, yeni yapılan British Airways seyir kulesinden Brighton’un eşsiz manzarasını mutlaka izlesin.

Brighton sahilde müziğin ritmine kendini kaptırmış “müziğin sesini duymayanlar dans edenleri deli zanneder” sözünü içinde mırıldanarak özgürce dans eden genç ve yaşlı insanları görmeniz mümkün. Ve hatta siz de bir an kaptırmış, kendinizi onlara erik dalını öğretirken bulabilirsiniz. Yaşasın ruhumuzun şingilleri!☺

 


Gelelim eski kraliyet ikametgahı olan eski kraliyet köşkü Royal Pavillion’a. Muhteşem Hint mimarisinden izler taşıyan yapısıyla Alaadin’in sihirli lambasını andıran Brighton’un en çok turist çeken eseri. İçeri girdiğiniz andan itibaren adeta büyüleneceğiniz bu yerde, gördüğünüz güzellikleri zihninize iyice kazıyın, zira içeri kamera ile girmek maalesef yasak.

 


Öğrencilerin sıklıkla uğradığı yerlerden biri olan The Lanes; 16. yüzyıldan kalma binaları, balıkçı kulübeleri, butikleri,orijinal mekanları, kafeleri, restoranları ve küçük tezgahlarıyla Brighton’un en sevilen bölgelerinden.
Eğer renkli bir kişiliğe sahipseniz,The Lanes’in graffiti sanatını coşturduğu sokaklarına bayılacaksınız. Elinizden telefon düşmeyecek ve muhtemelen selfielere doyamayacaksınız.

Hak veriyoruz ki antika eşyaların ve mücevherlerin olduğu vitrinler de başınızı döndürecek. Fakat bizce, “en değerli hazine sensin” gibi NLP teknikleriyle kendinizi telkin edip yolunuza devam etmeniz.

 


Yine The Lanes‘te, bahsetmezsek çikolata severlere haksızlık etmiş olacağımızı düşündüğümüz bir mekan da Choccy Woccy Doodah çikolata kafe. Çikolatadan evler olsa dileğinin can bulduğu, Hansel ve Gretel’in evinden koparılıp yapılmış gibi masalsı bir mekan. Serotonin, endorfin mutluluğa dair bildiğiniz tüm hormonlar burada bayram edecek. Memlekete dönerken almayı unutmayın. Mutluluk paylaştıkça çoğalır 😉

Eğer bir öğrenci iseniz ve kısıtlı bütçeniz varsa, alışverişin kalbi olan fakat pek bi’ kalpsiz olan pahalı ve marka işletmeleriyle meşhur Churchill meydanına pek takılmamanızı tavsiye ederiz.

 


Brighton’da 700 numaralı otobüslerin kuzeyden, güneye, doğudan ,batıya her yere gittiğini ve nakit parayla binebileceğinizi belirtelim ki gezerken kafanız rahat olsun. *Bu otobüslerde Londra’daki kredi kartları geçmiyor.
Ayrıca bütün şehrin bisiklet yollarıyla kaplı olduğu Brighton’da dilerseniz 2. el yaklaşık 50-60 sterlin arası bir fiyata bisiklet satın alabilir, dilediğiniz gibi şehri gezebilirsiniz.

Ha bir de Brighton Hove durağından, Brighton merkeze birçok otobüsle 2 pounda gelebilirsiniz.

YABA DABA DUU!

Bu kadar gelmişken Stonehenge Anıtı’nı görmeden dönülür mü?


İngiltere’nin en önemli anıtlarından olan ve şimdilerde uzun araştırmalar sonucunda Anadolu’dan göç edenlerin inşa ettiği tespit edilen Stonehenge; bir klasik olan Taş Devri çizgi filmini anımsatıyor. Fred Çakmaktaş ve Barni’nin gezinip dolaştığı, hanımları Beti ve Vilma’nın kısır partileri yaptığı sahneler gözünüzün önünde canlanırken, arkanızdan usulca yaklaşan bir koyunun “mee” sesiyle kendinize geliyorsunuz. Evet doğru duydunuz,yemyeşil çimlerin üstünde bulunan anıt, sevimli koyunları da çevresinde otlatıyor.

HİÇ İYİ GELMEZ Mİ OKYANUS HAVASI!

Londra’dan trenle ve ardından otobüse binerek gidebileceğiniz, koruma altına alınmış 1 doğa parkı ve 7 adet tebeşir kayalığına ev sahipliği yapan Seven Sisters Country Park; yürümekle bitmeyen manzarası ile doğa yürüyüşü severlerin göz bebeği olabilecek nitelikte bir yer. Pek çok dizi ve filme ev sahipliği yapmış olan bu eşsiz manzaralı yerde, okyanusu ve deniz fenerini karşınıza alıp hayallerinize bir ışık yakabilirsiniz.

VALİZE NE KOYALIM!

Sözümüz meclisten dışarı ikizler burcuna benzeyen Brighton havası, bi’ an güneşle dans ettirirken bi’an okyanusun rüzgarına, bi’an ise yağmurun kucağına bırakabilir sizi. Öğle saatlerinde Pollyanna gibi hissederken akşam saatlerine doğru pesimist, hüzünlü bir ponçik olabilirsiniz. Yağmurluk, şemsiye, mayo, güneş gözlüğü, hırka, mont, şal… hava durumunu açıklamak için sanırım yeterli olmuştur. ☺

MÜSAİT Bİ’ YERDE İNECEK VAR!

Evet Sandal Turizm’in değerli yolcuları; Oxford’la başlayıp Brighton’la devam ettiğimiz seyahatimize şimdi kısa bir ihtiyaç molası ile ara veriyoruz.Tam 15 dakika sonra sandalın başında toplanalım lütfen. İstikametimiz Cambridge…

Related posts

Yorum yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir